Yoga ve Bitkisel Beslenme ile Enerjinizi Artırın!
Belki son zamanlarda yogaya başladınız veya belki yıllardır pratik yapıyorsunuz. Ne olursa olsun, düzenli yapılan pratiğin faydalarını hayatınızda gözlemlersiniz; daha hafif, daha enerjik ve daha stressiz hissedersiniz.
Tüm bu pozitif değişimleri gözlemledikten sonra, gerçek bir yoga yaşam tarzını hayatınıza nasıl adapte edeceğiniz konusunda kafanızda soru işaretleri oluşabilir.
Peki ya size bunun düşündüğünüzden daha kolay olabileceğini söylesek?
Yoganın yaşam tarzınız haline gelmesi, asana uygulamasının ötesinde, hayatınızı tamamıyla nasıl yaşadığınızla ilgili felsefeyi kapsar. Eski yoga metinleri, yogayı yaşam tarzı haline getirmenin tüm yönlerini tanımlayan “ Yoganın Sekiz Uzvundan” bahseder.
Bunlardan biri, başkalarına karşı olan etik davranışları tanımlayan Yama’dır. Yama’nın bir parçası da, genellikle “şiddetsizlik” olarak tanımlanan “Ahimsa”dır. Bu nedenle, yoga yaşam tarzını benimsemeye doğru adım atmanın en kolay yollarından biri, günlük olarak tükettiklerinize dikkat etmektir. Bu noktada karşımıza “ bitki temelli beslenme” çıkar.
Bitki temelli beslenmeyi seçmek sadece kendiniz için yaptığınız bir değişim değildir. Aynı zamanda, örnek olarak yaşam enerjinizle başkalarını etkiler, şiddetsizliğe teşvik eder, çevreye ve doğaya karşı olan farkındalığı artırmaya yardımcı olursunuz.
Yaşam tarzınıza bitki temelli bir diyeti dahil etmeyi düşünüyorsanız, bu yazımızda bitki temelli diyet türleri, bunların faydaları ve sorunsuz bir geçişin nasıl sağlanacağı hakkında sizlerle birkaç bilgi paylaşacağız.
Ama İlk Olarak, Yoga ve Bitki Temelli Yaşam Tarzı Arasındaki Bağlantı Nedir?
Vejetaryenlik ve yoganın güçlü bir bağlantısı vardır. Yoga, köklü bir vejetaryen geleneği olan Hindistan’da ortaya çıktı. Bunun yanında, bazı yoga prensipleri de bitki temelli bir diyeti destekler.
Yaygın olarak “şiddetsizlik” olarak anılan ve Yama’nın bir parçası olarak anılan Ahimsa, eski Hint manevi ve felsefi bilgeliği olan Vedalardan kaynaklanan çok eski bir kavramdır. Etrafımızdaki bireylere zarar vermemek tüm ruhsal uygulamaların bir parçası olsa da Ahimsa, tüm hissedebilen varlıklar için olduğu kadar Dünya için de geçerli bir kavramdır. Bu nedenle, gerçekten yogayı benimsemiş bir yaşam tarzı, etrafında var olan her şey üzerinde en az olumsuz etkiye sahip olandır.
Pek çok yoginin bitki temelli bir yaşam tarzını benimsemesinin nedeni budur. Bitki temelli beslenmeyi seçerek, hayvanlara yapılan kötü davranışları azaltırsınız ve ayrıca Toprak Ana’ya yardım edersiniz.
Dahası, sağlığınızı ve yaşamınızı olumlu yönde etkileyecek sağlıklı bitki temelli yiyecekler yemeyi seçerek kendinize karşı da bu şiddet içermeyen yaşam tarzını benimsemiş olursunuz.
Bitki Temelli Diyet Türleri
Çoğunuz vejetaryenliği veya veganlığı zaten duymuşsunuzdur. Peki bitki bazlı diyet tam olarak nedir?
Bitki temelli diyet için resmi bir tanım olmadığını bilmek sizi şaşırtabilir. Bununla birlikte, çoğu beslenme uzmanı, bitki bazlı bir diyetin, öncelikle bitkilere dayalı herhangi bir beslenme planı türü olduğu konusunda hemfikirdir. Şimdi sizlere bu dört ana bitki temelli diyet türünden ve bazı popüler beslenme çeşitlerden bahsedeceğiz.
VEGAN
Vegan diyet, her tür hayvansal ürünü ve yan ürünü içermez. Bunlar; et, balık, süt ürünleri ve yumurtanın yanı sıra bal veya balmumu gibi ürünlerin de kullanılmadığı anlamına gelir. Dahası, vegan bir yaşam tarzını tercih edenler, yün, deri giymemeyi veya hayvanlar üzerinde test edilmiş ürünleri kullanmamayı da tercih etmektedirler.
Veganlık, bitki temelli diyetlerin daha doğrusu bitki temelli yaşam türleri arasında en kısıtlayıcılarından biridir.
Veganlar besinlerini almak için bütün yiyeceklere güvenirler. Renkli tabaklar, tam tahıllar, taze ve pişmiş sebze ve meyveler, kuruyemişler, tohumlar, baklagiller, baharatlar, otlar ve yağlardan oluşur.
Çoğu zaman veganlar “gökkuşağını yemeyi” hedefler. Çünkü sebzeler bize sonsuz bir renk çeşitliliği sağlar. Kırmızı, turuncu, sarı, yeşil ve mavi renklerde taze ve farklı besinler sunarken sağlıklı bir diyetin sürdürülmesine de yardımcı olur.
VEJETARYAN
Muhtemelen bitki temelli diyetlerin en popüler şekli vejetaryen yeme tarzıdır. Vegan bir diyetten daha az kısıtlayıcıdır ve seçtiğiniz çeşitliliğe bağlı olarak bazı hayvansal ürünleri tüketebilirsiniz.
Örneğin, ovo-lacto vejetaryen diyet et (balık dahil) içermez, ancak yumurta ve süt ürünlerine izin verir. Bu genel olarak “vejetaryen diyet” olarak adlandırılır. Çoğu insan, sağlığını iyileştirmek istediği için bunu tercih edebiliyor.
Ayrıca çoğu insan, alerji ve intoleranslarına göre de bitki temelli beslenme çeşitlerini tercih edebiliyor.
PESKETARYEN
Tipik olarak vejetaryenliğin bir çeşidi olarak kabul edilen pesketaryenlik “beslenmesinde balık dışında başka ete yer vermeyen kişi” şeklinde tanımlanır. Yani kısaca, balık veya diğer su ürünlerinin bulunduğu, başka hayvan etlerine yer vermeyen beslenme düzenidir. Çoğunlukla bitkilere dayandığı için bitki temelli bir diyet olarak sınıflandırılır. Bazı pesketaryenler süt ve yumurtayı da tüketmezken, bazıları tüketir.
O yüzden pesketaryenlik, bitki temelli diyetin en esnek biçimlerinden biridir. Tam olarak bitki temelli bir diyete geçmeden önce ara bir adım atmak için bu harika bir seçenektir. Ama yiyecekleriniz ağır metallere maruz kalabileceğinden potansiyel olarak zararlı olduğunu da unutmayın. Bazı balık türleri daha güvenli seçenekler olarak kabul edilir. Mesela bu noktada somon güvenilir bir tercih olarak karşımıza çıkar.
FLEKSİTARYEN
Bitki temelli diyetlerin en esnek olanı, yarı vejeteryan olarak da bilinen fleksitaryenliktir. Fleksitaryenler de aslında hayvansal ürünleri tamamen yasaklamasa da, hala çoğunlukla bitkilere dayanıyor. Bununla birlikte, az miktarda et, balık, yumurta ve süt ürünlerine izin verir.
Tıpkı pesketaryenler gibi, bazı insanlar daha kısıtlayıcı bitki temelli diyetlere geçmenin bir yolu olarak fleksitaryen olmayı seçerler.
Bu bitki temelli diyet, yiyebileceğiniz çoğu yiyecek türüne açıkken, yine de sağlığa yararları ile birlikte gelir.
Bitki Temelli Diyetlerin Yogiler İçin Faydaları
Bitki temelli diyetler sağlıklı vücut ağırlığı ve belirli hastalıkların daha düşük gözlenme riskiyle bağlantılıdır. Mesela bitkilere dayanan Akdeniz diyeti, uzun ömürlülüğü ve daha iyi zihinsel sağlığı teşvik etmesiyle bilinir.
Eğer sağlığınızı iyileştirmekle ilgileniyorsanız, büyük olasılıkla zaten bitki temelli bir diyete doğru ilerliyorsunuzdur. Ayrıca yoga pratiğinizi geliştirmek istiyorsanız, öncelikle bitki temelli bir diyetin sağlıklı bir kilonun korunmasına yardımcı olduğunu, esnekliği ve enerjiyi artırdığını, vücuttaki iltihabı azalttığını ve çok daha fazlasını bilmelisiniz.
Şimdi bitki temelli diyetlerin bazı faydalarına göz atalım:
Enerjiyi artırır;
Yoga pratiği enerji gerektirir. Odaklanabilmek ve orada kalmak için kendinizi iyi ve enerjik hissetmeniz gerekir. Ayurveda’ya göre yemek, nasıl hissettiğinizde önemli bir rol oynar. Bu da enerjinizi etkiler.
Doğrudan topraktan yemek yemek daha fazla enerji yaratırken et gibi ağır yiyecekler size düşük enerji sunar.
Performansınızı geliştirir;
Bitki temelli bir diyet, serbest kolesterol ve doymuş yağ bakımından düşüktür. Böylece kaslarınıza daha fazla oksijen ulaşır. Bu da özellikle asanalar arasında akışınızı kolaylaştırır. Yani sonuç olarak gelişmiş bir atletik performansa sahip olursunuz. Ayrıca bitki temelli bir diyet antioksidanlar açısından da zengindir. En fazla faydayı elde etmek için diyetlerinize yaban mersini, böğürtlen, siyah kuş üzümü, erik, incir, koyu renkli üzüm, patlıcan, mor patates, mor lahana gibi mavi renkli yiyecekler ekleyebilirsiniz.
Sağlıklı cilt;
Kabuklu yemişler, tohumlar, havuç, brokoli ve yeşil yapraklı sebzeler dahil olmak üzere çeşitli yiyeceklerde bulunabilen A ve E vitaminleri, sağlıklı bir cildin desteklenmesinde büyük rol oynar. Bu yüzden, birisinin et ve süt ürünlerini bıraktıktan sonra cildinin daha sağlıklı hale geldiğini sık sık duyarsınız. Bitki temelli bir vegan diyetine geçildiğinde, değişim gerçekten de dikkat çekici olmaktadır.
Üstelik bitki temelli beslenmenize zerdeçal, zencefil ve kırmızı acı biber gibi baharatlar ekleyebilirsiniz. Çünkü bu rengarenk baharatlar vücuttaki iltihaplanmayı da önleyici güçtedir. Kısacası gözlemlediğiniz değişimler sayesinde de çok daha mutlu ve huzurlu hissetmeye başlarsınız.
Son zamanlarda, bitki temelli diyetlerin popülerliğinde bir artış var. Böylelikle birçok bitki temelli gıda alternatifi de oldukça erişilebilir hale geldi. Ancak hayvansal ürünleri bir gecede hayatınızdan çıkarmak çoğu insan için gerçekçi değildir. O yüzden geçiş için daha kolay hedefler belirlemelisiniz.
Şimdi size son olarak bitki temelli diyete sorunsuz geçiş için birkaç ipucu:
- Mevcut diyetinize daha fazla bitki bazlı yiyecekler ekleyin
- Et ve aşırı işlenmiş yiyecekleri azaltın
- Bitki temelli bir kahvaltı yapın
- Yemeklerinizi eğlenceli ve renkli tutun
- Bitki temelli yeni yiyecekleri keşfetmeye meraklı olun
Geçişinize esnek bir pesketaryen olarak başlamak ve sonra yavaş yavaş daha kısıtlayıcı olmak, kendinizin ve vücudunuzun yeni yaşam tarzına uyum sağlaması için harika bir yoldur.
Nihai hedefiniz vegan olmaksa, önce vejetaryen bir diyete alışmak için zaman ayırırsanız her şey daha kolay olabilir.